Hikayeler Neyi Amaçlıyor?

Birçok anne baba bazen çocuğunun eğitimiyle ilgili kendini çaresiz ya da yetersiz hisseder. Eğitimle ilgili oldukça bilgili olsalar bile uygulamakta zorlanırlar. Hatta alanda uzman olmalarına rağmen, söz konusu çocuğu olduğunda kendini çaresiz hisseden insanlar vardır. Bunun sebebi duygularımızın eğitim modelimizi ve anne babalık tutumumuzu doğru şekilde uygulamamıza izin vermemesidir.

Birçok anne baba ne yapacağını ya bilmiyordur ya da bilse de uygulamakta zorluk çekiyordur. İşte bu yüzden bu hikâyeleri yazmaya karar verdik. Hikâyeler anne babalara doğru anne babalık tutumu davranışlarını örneklemesini sağlarken aynı zamanda çocuğa değerler, kişisel gelişim ve eğitim konularında kazanımlar sunuyor. Tüm bunlar sahne önünde olup biterken sahne arkasında da çocuğun özgüvenini ve psikolojik sağlamlığını güçlendirmeyi, değerlilik duygusunu beslemeyi, herhangi bir bağlanma sorunu varsa bağlanma biçimini onarmayı, benlik algısını güçlendirmeyi, çocuğun anne baba ile olan bağını sağlamlaştırarak, onlarla işbirliğine yatkın hale getirmeyi amaçlıyor. Hatta günümüz teknoloji ürünlerinin kısalttığı dikkat süresini artırarak, yaygın olarak görülen dikkat dağınıklığı problemlerini, dikkat süresini uzatarak çözmeyi amaçlıyor. Tüm bunlar olurken aynı zamanda mizah yönü ve edebi yönü ile de çocuklarımıza kitap okuma alışkanlığı kazandırmayı amaçlıyor.

“Her insan görmek ve gözükmek ister.” İnsan psikolojisinin temel prensiplerinden biridir. Özellikle çocuklar ebeveynleri tarafından görülmek, fark edilmek ve desteklenmek isterler. Hatta anne babalığın en temel görevi nedir deseniz, çocuğu fark etmek, desteklemek ve değerli olduğunu hissetmesi için sonsuza kadar dinlemek derim. İşte hikâyeler çocuğun ebeveyni tarafından fark edildiği, ebeveynin gözünde biricik olduğu, ebeveyni tarafından desteklendiği, ebeveyninin güvenli üs olduğu hislerini besliyor. Hikâyelerdeki psikolojik atmosfer bu doğrultuda tasarlandığı için çocuk temel güven duygusu kazandırıyor. Bu yüzden hikâyelerin en az bir kez anne baba tarafından çocuğa okunmasını tavsiye ediyoruz. Hikâye kahramanı çocuğun maceralarını anne babanın ağzından duyması çocuğun anne babasının gözündeki imajı olarak algılandığı için temel güven duygusunu güçlendiriyor.

Hikâyelerin içinde geçen olay örgüsü ve ebeveyn çocuk arasındaki diyaloglar ve tepkiler ideal davranış kalıplarını gösterir şekilde tasarlandı. Böylece anne babaların ve çocukların benzer durumlarda ne tür tepkiler verebileceği konusunda rehberlik etmektedir. Aslında hikâyelerdeki tüm olay örgüsü gerçek hayattaki anne babalık ve çocuk etkileşimini simüle ederek davranışın öğrenilmesini sağlıyor. Hikâyeler bu tepkileri metin halinde sunarak, ebeveyne sufle vererek ebeveynin işini kolaylaştırıyor ve davranış izi bırakarak normal hayatta yapılmasını kolaylaştırıyor.

Aynı zamanda hikâyeler, içindeki tanımlanmış ve özel olarak yerleştirilmiş olumlu ve motive edici dil kalıpları ile çocuğun benlik algısı ve özgüvenini güçlendiriyor. Özdeğerlilik duygularını besleyerek psikolojik sağlamlığını artırıyor. Sosyal hayatında ve eğitim hayatında başarılı olma inancını artırarak güçlü bir motivasyon oluşturuyor.

Hikâyeler bunları yaparken en verimli şekilde sonuç almak için çocuğun kişilik tipini de dikkate alıyor. Kişilik tipine göre değişen dil, çocuğun hikâyede geçen kazanımları daha kolay içselleştirmesini sağlıyor. Her çocuk eşsiz olduğuna inandığımız için çocuğun kişilik özelliklerini de dikkate almamız gerektiğine inanıyoruz. Bu yüzden çocuğun kişiliğini yok sayamazdık. Çocuğun kişiliğini yok sayarak sıradanlaştırılmış ve standart bir zemine çekilmesini doğru bulmadığımız için tüm hikâyeler kişilik tiplerine göre tasarladık.

Dünyada başka örneği olmayan farklı gelişim alanları ile ilgili çoklu kazanımlar sunan bu hikâyelerin tüm ailelere ve çok sevdiğimiz ve hayatın en güzel rengi olduğuna inandığımız tüm çocuklara faydalı olmasını diliyoruz.